ELE İYİ, EVE KÖTÜ DRAMI
Toplumun en köklü yaralarından biri, belki de en görünmezi: “Ele iyi, eve kötü” olma hâlidir.

Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
gildeniz59@gmail.com - 0532 496 7090
Toplumun en köklü yaralarından biri, belki de en görünmezi: “Ele iyi, eve kötü” olma hâlidir.
Dışarıya karşı güler yüzlü, yardımsever, eli açık… Ama evin içinde sevgisiz, zalim, hoyrat…
Bir başka deyişle; toplumun gözünde “örnek insan”, kendi evinin içinde ise bir “yıkıcı.”
Sokaktaki Maske, Evdeki Cellat
Her gün görüyoruz. Komşuya selam vermekten geri kalmayan, mahallede güler yüzle karşılanan insanlar; evde eşine bağıran, çocuğunu susturmak için tokat atan kişiler olabiliyor.
Bu insanlar, dışarıya karşı takındıkları maskelerle kendilerine “iyi insan” imajı çizer. Onlar için komşunun duası, kendi çocuğunun gözyaşından daha değerlidir.
Sokakta merhametli görünmek kolaydır; çünkü orada seyirci vardır. Ama evin kapısı kapandığında, gerçeğin acı yüzü çıkar ortaya.
Çocuğun Sesine Sağır Olan Dünya
Bir çocuk, “Babam bana kötü davranıyor” dediğinde, toplumun büyük bir kısmı inanmaz. Çünkü biraz önce komşunun çocuğunu başını okşayan, tatlı ikram eden, mahallede saygı gören bir adamdır o.
Oysa en ağır şiddet, en görünmez hâliyle evin içinde yaşanır. Çocuğun sessizliği, aslında en büyük çığlıktır. Anlatamadığı, inandıramadığı her şey ruhunda derin yaralar açar.
Ve ne yazık ki bu yaralar, bir ömür taşınır.
Kadının Çığlığı da Duvarlarda Yankılanır
Komşusuna yardım eden, dışarıda efendi görünen nice erkek, kapısını kapattığında eşine şiddet uygular. Mahallede “iyi aile babası” diye bilinir; ama evin içinde, kadının gözünden yaş silmek yerine gözyaşını akıtan kişidir.
Kadın sesini çıkarsa “abartıyor” denir. Çıkarmasa, içten içe tükenir.
Toplum, hâlâ bu ikiyüzlülüğü görmezden gelmeye devam eder.
Toplumsal Körlük
Neden böyle?
Çünkü toplum, imaja gerçeğinden daha çok değer verir. “El ne der?” kaygısı, hakikati örter. İnsanlar, dışarıda iyi görünmenin içerde iyi olmaktan daha önemli olduğuna inanır.
Ama işte tam da bu yüzden aileler parçalanır, çocuklar güvensiz büyür, kadınlar susar, travmalar kuşaktan kuşağa aktarılır.
Gerçek İyilik Nerede Başlar?
Gerçek iyilik; başkasına gülücük dağıtmakta değil, evladına güven vermektedir.
Gerçek sevgi; sokakta şirin görünmekte değil, eşinin ruhunu incitmemektedir.
Çünkü asıl sınav, evde verilir. Sokakta herkesin gözü önünde oynanan tiyatro değil, kapalı kapılar ardında yaşanan hakikattir insanı tanımlayan.
Son Söz
Unutmayın:
Sokakta şirin görünen herkes “iyi” değildir. İnsanlığın imtihanı, evin içinde verilir.
Ve evde kaybeden, aslında insanlığını kaybetmiştir.
“İnsanı, sokaktaki gülüşüyle değil; evdeki sessizliğiyle tanıyın.”