26 Ağustos 2025 - Salı
Şeker Kız Candy
Çocukluğumuzun ekranlarına damga vuran “Şeker Kız Candy”, sadece bir çizgi film değil; aşkın, kaybın ve fedakârlığın en saf hâllerini bize öğreten bir toplumsal hikâyeydi.
Yazar - Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
Okuma Süresi: 2 dk.

Gülsüm İldeniz Yaşama Ayna Tutmak
gildeniz59@gmail.com - 0532 496 7090Çocukluğumuzun ekranlarına damga vuran “Şeker Kız Candy”, sadece bir çizgi film değil; aşkın, kaybın ve fedakârlığın en saf hâllerini bize öğreten bir toplumsal hikâyeydi.
Candy’nin kalbi ilk kez Anthony ile çarpmıştı. Masumiyetin, romantizmin ve güvenin sembolü olan bu ilk aşk, aslında hepimizin çocukluk yıllarında kurduğu ideal aşk hayallerinin karşılığıydı. Ama Anthony’nin trajik ölümü, bize erken yaşta şunu öğretti: ilk aşklar sonsuz olmayabilir.
Zamanla Candy’nin kalbine Terry girdi. Asi, deli dolu ve tutkulu Terry… O, toplumun çizdiği kurallara sığmayan bir karakterdi. Candy ile ilişkisi, gençliğin fırtınalı aşklarını hatırlatıyordu bize. Ancak sahne ışıkları altında Susanna’nın kendini feda edişi, Candy’nin aşkına yeni bir imtihan getirdi. Ve Candy, belki de hayatının en büyük fedakârlığını yaparak Terry’yi Susanna’ya bıraktı.
Bu hikâye sadece bireysel bir aşk üçgeni değildi; aslında toplumun kadınlara yüklediği fedakârlık rolünün en dramatik örneklerinden biriydi. Candy, kendi mutluluğunu değil, başkalarının iyiliğini seçti. Çünkü bize öğretilen, “kadının en büyük erdemi vazgeçebilmektir.”
Anthony ile saf bir aşkın, Terry ile tutkulu bir aşkın hikâyesi… Ama ikisinin de sonunda Candy’nin gözyaşları vardı. İşte tam da bu yüzden, Candy’nin öyküsü bizim için sadece bir çizgi film değil, bir kuşağın aşkı, kaybı ve fedakârlığı öğrenme serüveni oldu.
Bugün geriye dönüp baktığımızda, Candy’nin hikâyesinde hem aşkın büyüsünü hem de toplumsal rollerin ağırlığını görüyoruz. Ve belki de en çok şunu fark ediyoruz: aşk, sadece kalpte değil; toplumun kuralları, roller ve beklentiler içinde de sınav verir.
Yorumlar (1)
Tüm Yazıları